AKP'li Cumhurbaşkanı'nın son açıklamaları ve ardından yaşanan olaylar, Türkiye'de siyasi gerilimi tırmandırırken, "faşizmin temelleri mi atılıyor?" sorusunu gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı'nın CHP'ye yönelik sert sözleri ve bazı kişilerin serbest bırakılması, tartışmaları alevlendirdi.

Siyasi Gerilim ve Tartışmalı Kararlar

Cumhurbaşkanı'nın 30 Nisan'daki grup toplantısında sarf ettiği, "Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP'li telef olup gidecek" sözleri büyük tepki çekti. Bu sözlerin ardından, CHP'li belediye başkanlarının tutuklanması ve bazı tartışmalı isimlerin serbest bırakılması, kamuoyunda endişe yarattı. Özellikle, çocuklarını öldüren bir kişinin serbest bırakılması ve CHP liderine yönelik saldırıda bulunması, tepkileri daha da artırdı.

Hapiste olan isimlerden bazıları:

• CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşları.
• Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer.
• Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat.
• Doğu ve Güneydoğu’da bazı belediye başkanları.
• Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ.
• HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, AİHM kararına rağmen.
• Osman Kavala, AYM kararına karşı olarak, arkadaşlarıyla birlikte.
• Şehir Plancısı Tayfun Kahraman, MS hastası olmasına rağmen, arkadaşlarıyla birlikte.
• TİP milletvekili seçilen Avukat Can Atalay, AYM’nin birden çok kararına rağmen.
• 22 yaşında, Belçika’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde burslu olarak fotoğrafçılık eğitimi gören, kronik kalp ve böbrek hastası, 9 Nisan 2025’te Kadıköy’de “Diktatör Erdoğan” yazılı bir pankart taşıdığı için gözaltına alınan Esila Ayık, arkadaşları ile birlikte.

Bu isimlerin hapiste olmasına karşın, 2004 yılında çocuklarını öldüren ve başka suçlara karışan bir kişinin serbest bırakılması, adalete olan güveni sarstı. Bu kişi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e saldırıda bulundu.

Geçmişten Günümüze Faşizmin İzleri

Aslında faşizmin temelleri, 2007 yılında Ergenekon Kupası ile atılmaya başlanmış ve Ahmet Necdet Sezer'in ayrılıp Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Balyoz, Casusluk gibi davalarla tırmanmıştı. Bu davalarla Silahlı Kuvvetler, üniversiteler ve medya perişan edilmiş, ardından "Kumpas" denilerek suç Fethullah Gülen Cemaati'ne yıkılmıştı. Bu dönemde yaşananlar, faşizmin nasıl adım adım inşa edildiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Bu dönemde öne çıkan bazı isimler:

• OSMANIM: Ablasını öldüren, yeğenine zorla fuhuş yaptıran ve sahtecilik gibi suçlardan sabıkası olan, Danıştay saldırısı nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılmış ancak Ergenekon davasında gizli tanık olarak ifade verdikten sonra cezası hafifletilmiş ve tahliye edilmiş olan. Kaçak FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün “OSMANIM” dediği Osman Yıldırım.
• EFE: Ergenekon davasında gizli tanık olarak “Efe” kod adıyla ifade veren eski İliç Cumhuriyet Savcısı Bayram Bozkurt. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Saldıray Berk aleyhine tanıklık yapmıştır.
• ZEKERİYA ÖZ: Yukarıdaki gibi MAHLUKLARI üreten ve kullanan savcı ve yargıçlar!

Türkiye Nereye Gidiyor?

Türkiye'de yaşanan bu gelişmeler, hukuk devletinin işleyişi ve demokrasinin geleceği hakkında ciddi endişeler yaratıyor. Siyasi gerilimin tırmanması, kutuplaşmanın artması ve adalete olan güvenin azalması, ülkenin geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Faşizmin temellerinin atılıp atılmadığı sorusu, her geçen gün daha fazla insanın aklında yankılanıyor.