Ümraniye'de yaşanan ve Türkiye'yi yasa boğan polis memuru Şeyda Yılmaz'ın şehit edilmesi olayında yeni bir gelişme yaşandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, 3 polis memuru hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Bu gelişme, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve olayın seyrini değiştirecek gibi görünüyor.
Olayın Arka Planı
Olay, 'motosiklet hırsızlığı' suçundan aranan ve 26 suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti'nin, kendisini yakalamak isteyen polislere direnmesiyle başlamıştı. Ihlamurkuyu'da yaşanan arbede sırasında Geçti, polis memurunun silahını alarak etrafa ateş açmış, bu sırada polis memuru Şeyda Yılmaz şehit olmuş, bir polis memuru ve zanlının annesi de yaralanmıştı. Bu vahim olay, güvenlik güçlerinin görevlerini ne kadar zor şartlar altında yürüttüğünü bir kez daha gözler önüne sermişti.
İddianamede Neler Var?
İddianamede, şüpheli Yunus Emre Geçti'nin polis merkezinde tutulduğu sırada, annesi ve yakınlarının yemek getirme bahanesiyle görüşme talebinde bulunduğu belirtiliyor. Polis memuru Ramazan A.'nın bu talebi kabul etmesi ve Geçti'nin dalgınlığından faydalanarak firar etmesi, iddianamenin temelini oluşturuyor. Ayrıca, Komiser Abdullah A.'nın yakalama çalışmaları için Şeyda Yılmaz ve Kürşat Hakkı S.'yi görevlendirdiği, ancak gerekli güvenlik önlemlerini almadığı da iddianamede yer alıyor. İddianamede dikkat çeken diğer noktalar şunlar:
- Şüpheli Ramazan A.’nın, Yunus Emre Geçti’yi ailesiyle görüştürmek için kelepçesiz ve tek başına odadan çıkarması.
- Komiser Abdullah A.’nın, olay anında amir odasında olduğu ve gerekli tedbirleri almadığı.
- Polis memuru Kürşat Hakkı S.’nin, kaçan Yunus Emre Geçti'yi yakalamaya çalışırken silahının alınmasına neden olması.
İddianamede, bu ihmaller zincirinin Şeyda Yılmaz'ın ölümüne yol açtığı vurgulanıyor.
Hapis Cezası Talebi
İddianamede, üç polis memuru hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu talep, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu. Bazı kesimler, bu cezanın yeterli olmadığını savunurken, bazıları ise olayın karmaşıklığı ve polis memurlarının içinde bulunduğu zor durum göz önüne alındığında orantılı bir ceza olduğunu düşünüyor.
Bu gelişmelerin ardından gözler mahkemeye çevrildi. Şehit polis memuru Şeyda Yılmaz'ın ailesi ve sevenleri, adaletin yerini bulmasını bekliyor. Olayın tüm detaylarıyla aydınlatılması ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması, kamu vicdanının rahatlaması açısından büyük önem taşıyor. Bu dava, sadece Şeyda Yılmaz'ın değil, görevi başında hayatını kaybeden tüm güvenlik güçlerinin anısını yaşatacak bir dönüm noktası olabilir.
