Konya'da yaşanan kan donduran olayda, LYS'de derece yapmış bir öğrencinin karıştığı cinayet Türkiye'nin gündemine oturdu. Kuyumcu Yusuf Şahin'i öldüren Osman Yavuz, akıl hastalığı teşhisi konulmasıyla serbest bırakıldı. Bu karar, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.
Olayın Detayları
Olay, 4 Temmuz 2022 tarihinde Konya'nın Seydişehir ilçesinde meydana geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi Osman Yavuz, iddialara göre, babasının dükkanının yanındaki kuyumcu Yusuf Şahin'i silahla vurarak öldürdü. Olayın ardından tutuklanan Yavuz'un yargılanması sürerken, akıl sağlığı raporu davanın seyrini değiştirdi.
Süleyman Demirel Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan gelen raporda, Yavuz'un "kasten öldürme fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltacak nitelikte bir akıl hastası olduğu" belirtildi. Bu rapor üzerine mahkeme, Yavuz'un cezai ehliyetinin bulunmadığına karar vererek tahliyesine hükmetti.
Mahkeme Süreci ve Karar
Mahkeme heyeti, sanık Osman Yavuz'un akıl hastası olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Ayrıca, Yavuz'un yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına hükmedildi. Sağlık kurulunun düzenleyeceği raporda, toplum açısından tehlikeliliğin ortadan kalktığı veya önemli ölçüde azaldığı belirtilirse, Yavuz'un mahkeme kararıyla serbest bırakılabileceği ifade edildi.
Öldürülen Yusuf Şahin'in ailesinin avukatı Ezgi Kılınç, raporun bağlayıcı olmadığını ve sanığın rol yapma yeteneğinin olduğunu savunarak, vicdani kanaatin göz önünde bulundurulmasını talep etti. Ancak mahkeme, Adli Tıp raporunu dikkate alarak kararını verdi.
Sanığın Savunması
Önceki duruşmalarda ifade veren Osman Yavuz, olay günü Yusuf Şahin'in kendisine manalı baktığını ve rahatsız olduğunu iddia etmişti. Yavuz, "Olay günü bana manalı bakmaya başladı. Dükkana girip çıkarken bana baktığını hissediyordum. İş insanlarına benim hastalığımı söylüyordu. Bana silah gösteriyordu. Benim silahım yoktur. Babamın çekmecede duran silahı vardı. Olay günü babamın çekmecede duran silahını aldım. Kulağıma devamlı sesler geliyordu. Bu nasıl olur, mümkün mü diye düşünüyordum. Bakışları sanki bana cinsel gözle yaklaşır gibiydi. Yusuf Şahin'in bakmasından rahatsız olduğumu kimseye söylemedim. Olay günü babamın silahını aldım. Onun dükkanına girdim ve vurdum" şeklinde konuştu.
Tartışmalar ve Tepkiler
Mahkemenin bu kararı, kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Birçok kişi, akıl hastalığının cinayet gibi ağır bir suçun cezasız kalmasına gerekçe olamayacağını savundu. Sosyal medyada da karara yönelik eleştiriler yükseldi. Hukukçular ise, Adli Tıp raporunun bağlayıcı olduğunu ve mahkemenin bu rapora göre karar vermek zorunda olduğunu belirtti.
Bu olay, Türkiye'de akıl sağlığı ve suç arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, akıl hastalarının rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, bu tür olayların önlenmesi için akıl sağlığı hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.
LYS birincisi olan ve geleceği parlak görünen bir gencin, bir cinayete karışması ve ardından akıl hastalığı nedeniyle ceza almaması, Türk hukuk sistemi ve toplum vicdanı açısından derin bir yara açtı. Bu olay, uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.