Kan Donduran Cinayet! İntihar Mektubundaki Şok Detay Ortaya Çıktı!
Aktüel

Kan Donduran Cinayet! İntihar Mektubundaki Şok Detay Ortaya Çıktı!


03 June 20255 dk okuma11 görüntülenmeSon güncelleme: 24 June 2025

Antalya'da yaşanan korkunç olayda, 14 Şubat sabahı evinde ölü bulunan Düriye Çiğdem Keklik'in ölümüyle ilgili sır perdesi aralandı. Eşi Hüsamettin Keklik'in, eşini tüfekle vurarak intihar süsü verdiği iddia edildi. Savcılık, olayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı ve Hüsamettin Keklik hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede yer alan detaylar, olayın planlı bir cinayet olduğunu gözler önüne seriyor.

İntihar Mektubundaki Şüpheli Parmak İzleri

Olay yerinde bulunan "intihar mektubu" soruşturmanın seyrini değiştirdi. Yapılan incelemede, mektupta Düriye Çiğdem Keklik'e ait olduğu iddia edilen yazıların eşi tarafından zorla yazdırılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Ayrıca, mektupta bulunan parmak izlerinin Hüsamettin Keklik'e ait olması, şüpheleri daha da artırdı. Savcılık, mektubun cinayeti örtbas etmek amacıyla yazdırıldığını düşünüyor.

İddianamede dikkat çeken diğer deliller ise şunlar:

  • Olay yerindeki kan izlerinin sanığın ifadesiyle çelişmesi
  • Tüfekte bulunan parmak izlerinin Hüsamettin Keklik'e ait olması
  • Komşuların olay gecesi evden tartışma sesleri duyduğunu belirtmesi

Bu deliller, Hüsamettin Keklik'in eşini öldürdükten sonra olaya intihar süsü vermeye çalıştığını gösteriyor.

Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Talebi

Savcılık, Hüsamettin Keklik hakkında "kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. İddianamede, sanığın cinayeti planlayarak işlediği ve delilleri karartmaya çalıştığı belirtildi. Davanın önümüzdeki günlerde başlaması bekleniyor. Bu tür olayların yaşanmaması için toplum olarak daha duyarlı olmamız ve şiddete karşı durmamız gerekiyor.

Bu üzücü olay, aile içi şiddetin ve kadın cinayetlerinin ne kadar vahim boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Yetkililerin bu konuda daha etkin önlemler alması ve toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir zaman çözüm değildir ve her bireyin yaşam hakkı kutsaldır.