İzmir'de Uzlaşma Çağrısı: Grevde Makul Çözüm Şansı!
Aktüel

İzmir'de Uzlaşma Çağrısı: Grevde Makul Çözüm Şansı!


04 June 20255 dk okuma21 görüntülenmeSon güncelleme: 27 June 2025

İzmir'de devam eden Genel-İş grevi, Medyaradar analisti Atilla Akar tarafından değerlendirildi. Akar, tarafların "makul" bir zeminde buluşarak uzlaşma sağlamasının önemine dikkat çekti. Aksi takdirde, grevin çıkmaza girebileceği ve İzmir için olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtildi.

Grevde CHP'nin Rolü ve Sendikal Yaklaşımlar

Akar, grev sürecinde CHP'nin "Vurun abalıya" durumuna düştüğünü ifade etti. İktidar ve medyanın yanı sıra bazı sendikaların da CHP'li belediyeler üzerinde baskı kurmaya çalıştığına dikkat çekti. Özellikle bayram öncesi sendikaların fırsatçı bir yaklaşım sergilediği ve bunun sol değerleri kötüye kullanmak olduğu vurgulandı. Cemil Tugay'ın direncinin bu durumu bozduğu belirtildi. Akar, bu grevin emek mücadelesiyle ilgisi olmadığını ve altında başka nedenler arandığını savundu.

Öte yandan, sendikanın "Eşit işe eşit ücret" talebi de değerlendirildi. Bu talebin, Tunç Soyer döneminde yapılan ve reel olmayan bir sözleşmeye dayandığı belirtildi. Soyer'in savunması ise özrü kabahatinden büyük olarak nitelendirildi. Soyer'in açıklamasına göre, o dönemdeki siyasi beklentiler nedeniyle bu tür bir sözleşme yapılmıştı. Akar, siyasetçilerin keyfi tercihlerinin işçilere olumsuz yansıdığını ve suni bir rekabet ortamı yaratıldığını ifade etti.

İşçi Hakları ve Toplumsal Denge

Akar, işçilerin taleplerinin genellikle haklı olduğunu ve hayat pahalılığı karşısında bu taleplerin daha da önemli hale geldiğini vurguladı. Sendikaların önemine değinerek, sendikalar olmasa işverenlerin vicdanına kalınacağını belirtti. Ancak grev hakkının ne zaman, nasıl ve kime karşı kullanılacağının da önemli olduğunu ifade etti. Özellikle kamusal hizmetler söz konusu olduğunda, sendikaların toplumsal destek alamamalarının nedenini iyi analiz etmeleri gerektiği belirtildi. Toplumsal denge ile sınıfın ihtiyaçlarının "Makul" bir noktada buluşması gerektiği vurgulandı.

  • İşçi talepleri genellikle haklıdır.
  • Sendikalar önemlidir.
  • Grev hakkı dikkatli kullanılmalıdır.

İşçi Sınıfı Mitolojisi ve Sendikacılık

Akar, tarihi sol/sosyalist akımın etkisiyle mitolojik bir "İşçi sınıfı" figürünün ortaya çıktığını ifade etti. İşçilerin her yaptığının doğru olduğu ve her talebinin haklı olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu belirtti. İşçilerin de hatalı eylemler yapabileceği, yanlış grev zamanlamaları yapabileceği ve orantısız taleplerde bulunabileceği vurgulandı. Akar, akla, mantığa ve realiteye aykırı taleplerin sırf "işçiler adına" diye kabul edilmesinin doğru olmadığını savundu.

Akar, ayrıca akrabalarını belediyeye dolduran işçi liderlerine de dikkat çekti. Odatv'de çıkan haberlere göre, bazı sendika yöneticilerinin çok sayıda akrabasının belediye şirketlerinde çalıştığı iddia edildi. Akar, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı'nın sözlerini de eleştirdi. Sarı'nın "Cemil Tugay'la Hamza Dağ arasındaki oy farkına bakın, biz ailelerimizle 500.000 kişiyiz hesabı ona göre yapın" şeklindeki sözlerinin siyasi tehdit ve şantaj olduğunu ifade etti. Akar, işçi sınıfına ve sendikalara musallat olan her türlü feodal ilişkinin sorgulanması gerektiğini vurguladı.

Sonuç: Uzlaşma Çağrısı

İzmir'deki grevin nasıl sonuçlanacağı bilinmezken, Akar tüm taraflar için derslerle dolu olduğuna inanıyor. Tarafların "Israrcı" tutumlardan vazgeçerek acilen "Makul" bir zeminde buluşmaları gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, İzmir için daha büyük sorunlar ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor.