İstanbul'da beklenen büyük depremle ilgili tartışmalar sürerken, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan önemli bir açıklama geldi. Üşümezsoy, artçı depremlerin 6.2 büyüklüğündeki yeni deprem riskini ortadan kaldırdığını ve fayın tamamen kırıldığını belirterek, "Başka deprem tehlikesi kalmadı. 6 üstü deprem ihtimali artık yok" dedi. Ancak Üşümezsoy, İzmir Karaburun-Kütahya hattına dikkat çekerek, İstanbul'a yönelik bir deprem beklentisinin olmadığını vurguladı.
İstanbul Depremi Hakkında Şener Üşümezsoy Ne Dedi?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul'da 23 Nisan'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan panik havasını dağıtmaya çalıştı. Adalar fayının ölü bir fay olduğunu ve tek riskin Kumburgaz fayı olduğunu belirten Üşümezsoy, 1999 depremi sonrası yapılan varsayımların hatalı olduğunu savundu. Üşümezsoy, Marmara Denizi'nin yapısını çok iyi bildiğini ve bu nedenle büyük bir deprem beklemediğini ifade etti.
Üşümezsoy'un açıklamalarından satır başları:
- Adalar fayı ölü bir fay.
- Tek risk 'Kumburgaz fayı' demiştim.
- Marmara Denizi'nde büyük anlamda bu son depremdi.
- İzmir-Karaburun-Kütahya'ya dikkat.
- İstanbul'a gelen bir deprem yok.
"250 Yılda Bir Deprem Olacak" İddiası Doğru mu?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde 250 yılda bir deprem olacağı yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını belirtti. 1894'te Çınarcık çukurunun güneyindeki fayın kırıldığını ve bu nedenle büyük bir deprem beklemenin yanlış olduğunu savundu. Üşümezsoy, 7.2 büyüklüğünde bir deprem için 350 kilometre fay hattı gerektiğini ve bu durumun Marmara Denizi'nde söz konusu olmadığını vurguladı.
Deprem tahminlerinin araziye çıkmadan yapılamayacağını belirten Üşümezsoy, kendi açıklamalarının bilgiye dayalı olduğunu ve Adalar fayında deprem göstergesinin sıfır olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğu için deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un açıklamaları, İstanbul'da yaşayan vatandaşlar için bir nebze olsun rahatlama sağlasa da, deprem bilincini canlı tutmak ve olası risklere karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Unutmamalıyız ki, deprem değil, binalar öldürür. Bu nedenle, yapı güvenliğine dikkat etmek ve deprem anında yapılması gerekenleri bilmek hayati önem taşıyor.