İstanbul Harbiye'de yaşanan olayda tutuklanan tiyatrocu Eda Saraç'tan şok edici iddialar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konvoyuna yönelik protestosu sonrası gözaltına alınan Saraç, polis tarafından darp edildiğini ve kötü muameleye maruz kaldığını öne sürdü. Saraç'ın bu iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Gözaltı Sürecinde Neler Yaşandı?

Eda Saraç, tiyatroya gitmek üzereyken gözaltına alındığını ve polis olduğunu bilmediği kişiler tarafından durdurulduğunu belirtti. Kimliğini ve biletini göstermesine rağmen geçişine izin verilmediğini söyleyen Saraç, ardından yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

Saraç, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini ve serbest bırakılmayı talep ettiğini de sözlerine ekledi.

İddialara Tepkiler ve Olayın Arka Planı

Eda Saraç'ın tutuklanması ve darp edildiği yönündeki iddiaları, sanat camiasında ve kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Birçok kişi, Saraç'a destek mesajları yayınlayarak, yaşananların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Olayın arka planında ise Saraç'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçişi sırasında güvenlik bariyerlerine itiraz etmesi ve protesto eyleminde bulunması yer alıyor.

Hukuki Süreç Nasıl İlerleyecek?

Eda Saraç'ın avukatları, müvekkillerinin maruz kaldığı iddia edilen polis şiddetiyle ilgili hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için gerekli girişimlerde bulunacaklarını belirten avukatlar, Saraç'ın en kısa sürede serbest bırakılması için de çalışmalara devam edeceklerini ifade ettiler.

Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı gibi temel hakların kullanımına ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, Eda Saraç'ın tutuklanmasının ve darp edildiği yönündeki iddiaların, bu hakların ihlali anlamına geldiğini savunuyor. Olayla ilgili soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması bekleniyor.

Eda Saraç'ın yaşadıkları, Türkiye'de son dönemde artan polis şiddeti iddialarına bir yenisini ekledi. Bu tür olayların önlenmesi ve sorumluların cezalandırılması için daha etkin mekanizmaların oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. İfade özgürlüğünün ve protesto hakkının güvence altına alınması, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurları arasında yer alıyor.