Mehmed Göktaş, Doğru Haber'deki yazısında, Gazze'deki son olayların ardından Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) bu duruma nasıl tepki vereceğini sorguluyor. Özellikle çadırlarda yaşanan katliam ve çocukların çığlıkları, yazarın yüreğini derinden yaralamış ve bu soruyu sormasına neden olmuş. Göktaş, bu vahşetin İslam dünyası ve insanlık için ne anlama geldiğini sorguluyor.
Peygamberimizin Merhameti ve Adaleti
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hayatı boyunca merhamet ve adaleti ön planda tuttuğu bilinen bir gerçektir. O, sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa karşı şefkatliydi. Savaşta bile kadınlara, çocuklara ve yaşlılara dokunulmaması gerektiğini öğütlemiştir. Peki, Peygamberimiz bugün Gazze'de yaşananları görseydi ne yapardı?
Göktaş'ın yazısında bu soruya net bir cevap bulmak mümkün olmasa da, Peygamberimizin tavrının adaleti sağlamak ve zulme karşı durmak olacağı aşikardır. O, haksızlığa uğrayanların yanında yer alır ve zalimlere karşı sesini yükseltirdi. Bu nedenle, günümüzdeki Müslümanların da aynı hassasiyeti göstermesi ve Gazze'deki mazlumların yanında yer alması gerekmektedir.
Gazze'deki İnsanlık Dramı
Gazze'de yaşananlar, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Özellikle son çadır katliamı, vicdanları derinden sarsmıştır. Masum çocukların, sağlık çalışanlarının ve gazetecilerin diri diri yakılması, hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu vahşet, insanlık değerlerinin ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir.
Bu noktada, uluslararası toplumun sorumluluğu büyüktür. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki katliamların durdurulması için daha etkin adımlar atmalıdır. Ayrıca, dünya kamuoyunun da bu konuda bilinçlenmesi ve Gazze'ye destek vermesi gerekmektedir.
İslam dünyası da Gazze konusunda daha aktif rol oynamalıdır. Müslüman ülkeler, Filistin halkına maddi ve manevi destek sağlamalı, diplomatik girişimlerde bulunarak katliamların son bulması için çaba göstermelidir. Unutulmamalıdır ki, Gazze'deki kardeşlerimizin yalnız bırakılması, tüm İslam dünyasının sorumluluğundadır.
Gazze'de yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu vahşetin sorumluları, er ya da geç adalet önüne çıkarılmalıdır. Ancak, adaletin sağlanması için sadece hukuki süreçler yeterli değildir. Aynı zamanda, vicdanlarımızın da harekete geçmesi ve Gazze'deki mazlumların yanında yer almamız gerekmektedir.
Mehmed Göktaş'ın yazısı, bu acı gerçeği bir kez daha hatırlatıyor ve bizleri harekete geçmeye davet ediyor. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) merhametini ve adaletini örnek alarak, Gazze'deki kardeşlerimize destek olmalı ve bu vahşetin son bulması için elimizden geleni yapmalıyız.
