
Bakımevinde İşkence İddiası! Otizmli Uğur'a Şok Dozda İlaç mı Verildi?
İstanbul Beylikdüzü'nde bulunan özel bir bakım merkezinde yaşanan skandal olaylar zinciri, 21 yaşındaki otizmli Uğur Yıldırım'ın şüpheli ölümüyle yeni bir boyut kazandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, merkezde yaşanan ihmaller ve kötü muamele iddialarını gözler önüne seriyor. İddianamede, 9 çalışan hakkında "olası kastla öldürme" dahil çeşitli suçlardan dava açılması talep ediliyor. Peki, bu vahim olayda neler yaşandı ve Uğur'un ölümüyle ilgili hangi detaylar dikkat çekiyor?
Bakımevinde Yaşanan Dehşet Verici İddialar
Özel Mor Menekşe Bakım Merkezi'nde yaşananlar, otizmli bireylere yönelik bakım hizmetlerinin ne kadar denetimsiz ve riskli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kapatılan kurumda yaşanan kötü muamele iddiaları, Uğur Yıldırım'ın şüpheli ölümüyle yargıya taşındı. Savcılık, bakım merkezi çalışanları hakkında ağır suçlamalarla dava açtı. İddianamede yer alan detaylar, merkezde kalan otizmli bireylerin yaşadığı zorlukları ve ihmalleri ortaya koyuyor.
İddianamede dikkat çeken bazı noktalar:
- Sanıkların "suçu bildirmeme, kasten yaralama, kasten öldürmeye teşebbüs, olası kastla öldürme" suçlarından cezalandırılması talep ediliyor.
- Uğur Yıldırım'ın vücudunda darp izlerine rastlandı.
- Adli Tıp raporuna göre ölüm nedeni "ilaç zehirlenmesi" olarak belirlendi.
- Yıldırım'a, tedavi dozunun 30 katı fazla ilaç verildiği tespit edildi.
İlaç Zehirlenmesi ve İhmal İddiaları
Uğur Yıldırım'ın ölümüne neden olan ilaç zehirlenmesi, olaydaki en çarpıcı detaylardan biri. Adli Tıp raporuna göre, Yıldırım'a verilmesi gereken en yüksek tedavi dozu 400 miligram iken, yaklaşık 11 bin 958 miligram ilaç verildiği tespit edildi. Bu durum, kurum hemşiresi Sabahat Taş'ın büyük bir ihmalle hareket ettiğini veya kasıtlı olarak Uğur'a zarar verdiğini düşündürüyor. İddianamede, Taş'ın eylemini "olası kastla" gerçekleştirdiği belirtiliyor.
Uğur'un annesi, oğlunun epilepsi hastası olduğunu ve bakım evinde kaldığı süre boyunca vücudunda sık sık morluklar gördüğünü ifade etti. Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün raporunda da, kamera kayıtlarında darp görüntülerine rastlandığı ve Yıldırım'ın ellerinde ve ayak bileklerinde bağlama izlerine benzer ekimozlar bulunduğu kaydedildi. Bu bulgular, Uğur'un bakım evinde kötü muameleye maruz kaldığı şüphesini güçlendiriyor.
Davanın Seyri ve Beklentiler
Sanıkların tamamı tutuksuz yargılanırken, davanın ilk duruşması 27 Şubat 2026'da Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Bu dava, benzer durumda olan diğer otizmli bireyler ve aileleri için de büyük önem taşıyor. Mahkemenin vereceği karar, otizmli bireylere yönelik bakım hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve bu tür ihmallerin önlenmesi adına önemli bir adım olabilir.
Bu trajik olay, otizmli bireylerin korunması ve onlara uygun bakım hizmetlerinin sunulması konusunda toplum olarak daha duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Umuyoruz ki, bu dava adaletin yerini bulmasına ve benzer olayların yaşanmasının önüne geçilmesine katkı sağlar.