Anayasa Mahkemesi (AYM), idareye bildirimde bulunulmadan ve belirlenen alanlar dışında yapılan barışçıl basın açıklamalarına kesilen para cezalarını hak ihlali olarak değerlendirdi. Bu karar, ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı açısından önemli bir emsal teşkil ediyor.
AYM'nin Emsal Kararı Ne Anlama Geliyor?
AYM, Mersin'de 2020 yılında düzenlenen bir basın açıklamasına katılan Çiğdem Serin'e verilen idari para cezasını değerlendirdi. Serin, "Güvenceli çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz" konulu bir eyleme katılmıştı. Eylem, Mersin Halkevleri tarafından sosyal medyada duyurulmuş ve güvenlik güçleri tarafından tespit edilmişti. Emniyet Müdürlüğü, katılımcıların idareye bildirimde bulunmadan ve belirlenen alanlar dışında eylem yapmaları nedeniyle haklarında idari yaptırım uygulanmasını talep etmişti. Serin'e 392 TL idari para cezası kesilmiş, itirazı ise reddedilmişti.
AYM, başvuruyu değerlendirirken, barışçıl bir basın açıklamasına katılanlara verilen idari para cezasının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahale olduğunu belirtti. Mahkeme, bu tür cezaların kişilerin bu haklarını kullanmaktan çekinmelerine yol açabileceğine dikkat çekti. Kararda, basın açıklamasının kamu düzenini bozduğuna dair bir tespitin olmadığı ve kolluk kuvvetlerinin olay yerinde bulunmadığı vurgulandı. Ayrıca, Serin'in eylemi organize eden veya yöneten konumunda olduğuna dair bir kanıt da bulunmadığı belirtildi.
Kararın Gerekçesi ve Sonuçları
AYM, gerek idarenin tutanağında gerekse hakimlik kararında, idari para cezasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığına dair yeterli bir gerekçe sunulmadığını ifade etti. Bu nedenle, başvurucuya verilen idari para cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna varıldı. AYM, Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Başvurucunun tazmin talebi reddedilirken, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın bir örneği Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderildi.
- İfade özgürlüğünün korunması
- Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının güvence altına alınması
- İdarenin keyfi uygulamalarının önüne geçilmesi
Bu karar, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Bundan sonra, idarelerin barışçıl basın açıklamalarına müdahale etmeden önce daha dikkatli davranmaları ve cezalandırmadan kaçınmaları bekleniyor. Bu karar, benzer durumlarda hak ihlaline uğradığını düşünen vatandaşlar için de bir emsal teşkil edecektir.