
AKP'de Panik Alarmı! Oylar Eriyor, Yandaşlar Ne Yapacak?
AK Parti'nin son dönemde kamuoyu anketlerinde yaşadığı oy kaybı, iktidara yakınlığıyla bilinen gazeteci ve yazarlar arasında endişe yaratmış durumda. CHP'ye yönelik operasyonlar sürerken, AKP'ye kayıtsız şartsız destek veren ve muhalefete ağır eleştiriler yönelten bazı isimlerin farklı arayışlara girdiği iddia ediliyor. Peki, bu endişenin kaynağı ne ve yandaş medyayı bekleyen olası senaryolar neler?
Neden Panik Havası?
İddialara göre, AKP ve CHP arasındaki oy farkının CHP lehine açılmasıyla birlikte, kamuoyunun yakından tanıdığı bazı yandaş gazeteciler arasında yurt dışında ev sahibi olma ve oturum izni alma eğilimi baş göstermiş durumda. Hatta bazı isimlerin, ev satın aldıkları ülkelerde çifte vatandaşlık için yasal işlemlere başladığı da söyleniyor.
- Dava Korkusu: Muhalif isimleri yıpratmak için ortaya atılan, ancak kanıtlanamayan iddialar nedeniyle haklarında açılmış çok sayıda ceza ve tazminat davası bulunuyor.
- "Yargı Kalkanı" Endişesi: İktidarın değişmesi durumunda, sahip oldukları "yargı kalkanı"nı kaybetmekten ve tutuklanmaktan korkuyorlar.
- Ekonomik Belirsizlik: Kamu kuruluşlarının ve iktidar yanlısı şirketlerin reklam gelirleriyle ayakta duran medya kuruluşlarının geleceği belirsizliğini koruyor.
Hangi Ülkeler Revaçta?
Bu gazetecilerin en çok ilgi gösterdikleri ülkelerin başında ABD, İngiltere ve Almanya geliyor. Ancak bu ülkelerde yakınları ya da bağlantıları olmayanların tercihi ise "parayla" oturum izni ya da vatandaşlık veren Portekiz, Malta, Grenada, Saint Lucia, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler oluyor. Kişisel yakınlıklarını kullanarak Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar gibi ülkelerde emlak yatırımı olanaklarını araştıran gazeteciler olduğu da gelen bilgiler arasında.
Medya Sektörünü Neler Bekliyor?
İktidara gelecek partinin "devr-i sabık" yaratıp yaratmaması, bu isimlerin Türkiye'de kalıp meslek hayatlarına devam edip etmeyeceklerinde etkili olacak. Ancak her ihtimalde, kamu kuruluşlarının ve iktidar yanlısı şirketlerin reklam gelirleriyle ayakta duran çok sayıda medya kuruluşu kapısına kilit vuracak ya da el değiştirecek. Bu da özellikle bugünkü yandaş medyada önemli bir "iş gücü"nün devre dışı kalması anlamına gelecek.
Unutmayın; demokrasimizin normalleşmesinin bir yolu da gazetecilik mesleğini bu "kapı kulları"ndan arındırmaktan geçer. Gerçek gazeteciler, televizyoncular yandaş olmayı reddettikleri için işsiz bırakılırken, liyakat sahibi olmadıkları halde büyük gazetelerde sütun kapan beylerin, hanımların keyfinin kaçması çok da umurumuzda olmaz.